Kamu Görevlilerinin Yeni Anayasadan Beklentileri Araştırması: Türkiye’de kamu görevlileri sendikacılığı ilk kez 1961 Anayasası ile yasal nitelik kazanmıştır. 1965 yılında yürürlüğe giren 624 sayılı Devlet Personel Sendikaları Kanunu akabinde ilk sendikalar kurulmaya başlanmıştır. 1971 yılı müdahalesi sonrası Anayasa’nın 46. maddesinde yapılan değişiklikle kamu görevlilerine tanınan örgütlenme hakkı yürürlükten kaldırılmıştır. 1982 Anayasası açık şekilde kamu görevlilerine sendikal örgütlenme hakkını yasaklamaması tartışma konusu olmuş ve 1992 yılından itibaren sendikalar yeniden kurulmaya başlanmıştır. 2001 yılı Türkiye’de kamu görevlileri için bir milat olmuştur. Bu çerçevede 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu örgütlenme hakkını…

kamu_gorevlilerinini_yeni_anayasadan_beklentileri_arastirmasi
Türkiye’de Eğitim, İstihdam ve Yetiştirmede Olmayan Gençler

Türkiye’de Eğitim, İstihdam ve Yetiştirmede Olmayan Gençler: İktisadi, sosyal ve siyasal açıdan ülkelerin geleceği için öne çıkan nüfus grubu ve sosyal gelişmenin itici gücü olan gençlerin karşılaştığı sorunlar, üzerinde en fazla çözüm uğraşısı gösterilen konuların başında gelmektedir. Bunlar içerisinde hemen ilk akla gelen şüphesiz gençlerin işsizliği olmaktadır. Gençlerin karşılaştıkları sosyo-ekonomik zorluklar ve riskler hem bireysel hem de toplumsal gelişimi önemli oranda olumsuz etkilemekte ve bir ülkenin geleceğine yönelik endişeleri artırmaktadır. Bununla birlikte son yıllarda özellikle gelişmiş ülkelerin dikkatini üzerinde yoğunlaştırdığı konuların başında genç işsizliği kadar önemli fakat ondan daha derin ve karmaşık bir bağlamı içeren “ne eğitimde, ne istihdamda ne de yetiştirmede olan gençler (NEİY)” gelmektedir.

Planlamadan Değerlendirmeye Uzaktan Eğitim Öğrenme ve Öğretme Süreci: Uzaktan Eğitim

Toplumsal değişim ve dönüşüm sürecinin giderek daha kısa sürede gerçekleştiği bilinmektedir. Kuşkusuz bu değişim ve dönüşüm sürecinden toplumsal sistemin bütün alt sistemleri doğrudan etkilenmektedir. Ancak bu süreçten en fazla etkilenen ve etkilenecek olan alanın “eğitim” olacağını söylemek kehanet olmayacaktır. Bir taraftan dönüşen toplum yapısı ve bu toplum yapısında bireylerin sahip olmaları gereken yeni yetkinlikler ve beceriler; öte yandan bu dönüşümün lokomotifi konumunda olan ve durmadan gelişen teknoloji. Peki, burada eğitim sistemlerinin rolü ne olmalıdır? Tabii ki “Geleceği tüm sektörlerden önce öngörmek ve teknolojinin nimetlerinden faydalanarak gerekli yetkinlikleri bireylere kazandırmak.” olmalıdır. Yani eğitim modelleri 21. yüzyılın ihtiyaçları göz önünde bulundurularak yeniden yapılandırılmalıdır. Son dönemlerin en popüler söylemleri olan ve teknolojik gelişmeleri ve bu gelişmelerin toplumsal refah ile olan ilişkisini ifade eden Endüstri 4.0 ve Toplum 5.0’ın temel karakteristikleri içerisinde değerlendirildiğinde ortaya çıkarılması gereken eğitim vizyonu; yaratıcılığı geliştirecek bir eğitim sisteminin tasarlanması, bilgi teknolojileri okuryazarlığının öğrenci henüz ilk ve ortaöğretim düzeylerinde iken kazandırılmaya başlanması ve hayat boyu öğrenme felsefesinin öğrenci ve toplum nezdinde içselleştirmesi şeklinde olmalıdır. Üstelik yetkinliklerin kazandırılması gereken kuşağın genel olarak bu eğitim formatına uygun özelliklere sahip olduklarını söylemek gerekmektedir. Genel olarak 2000 yılı ve sonrası doğumluları ifade eden ve alan yazında “dijital yerliler” olarak da bilinen postmodern dönemin kahramanları olan Z Kuşağının en önemli iki özelliğinden birinin özgürlüklerine düşkün olmaları; diğerinin ise bilişim teknolojilerine bağımlı yaşamaları olarak belirtmek yanlış olmayacaktır.

planlamadan_degerlendirmeye_uzaktan_egitim_ogrenmeye_ve_ogretme_sureci
kitap

İşletmelerde Stratejik Eğitim Yönetimi: Kılavuz Model adıyla hazırlanan bu kitap on beş yıldan beri insan kaynakları yönetimi alanına ilgi duyan, bu alanda bilimsel fikir ve çalışma üreten, özel ve kamu sektörü kurum ve kuruluşlarının insan kaynakları departmanlarının yapılandırılması ve etkinliğinin artırılması konularında gönüllü ya da profesyonel danışmanlık veren bir öğretim üyesinin zihinsel tasarımından ibarettir. İnsan kaynakları yönetimi adı altında yerli ve yabancı literatürde sayısı kestirilemeyecek kadar çok eser kaleme alınmış olmasına rağmen bu alanın stratejik boyutlarını içeren ve bunu yaparken en önemli fonksiyonlarının başında gelen “eğitim yönetimi” konusunu ön plana çıkaran bir eserin yok denecek kadar az olduğunu söylemekte herhangi bir sakınca görmemekteyim. Bununla birlikte, elinizdeki kitaba gerçek manada özgünlük katan kısım ise şüphesiz ki ölçeği ne olursa olsun her tür işletmeye uyarlanabilecek ve aslında sadece eğitim yönetiminde değil, insan kaynakları yönetiminin tüm fonksiyonların altyapısının oluşturulmasında ve yürütümünde kılavuz olarak kabul edilebilecek model tasarımıdır.

Uluslararası pek çok kuruluş ve sözleşme tarafından 15-24 yaş arası olarak kabul edilen ve sahip olduğu biyolojik, sosyolojik ve yapısal özellikleri bakımından toplumların “en dinamik” ve “yatırım yapılabilirlik potansiyeli en yüksek” kesimini oluşturan gençler, gerek gelişmiş ve gerekse de gelişmekte olan ülkelerde çok önemli sosyo-ekonomik sorunlarla baş etmek zorunda kalmaktadır. Bu sorunlardan bazıları; yoksulluk, sosyal dışlanma, yeterli düzeyde eğitim alamama, aile kuramama, sağlık, yurttaşlık, sosyal güvencesizlik, kayıtdışı çalışma gibi bir bireyin hayatını büyük ölçüde etkileyebilecek olumsuzluklardır. Ortaya çıkış biçimi ve meydana getirdiği sonuçlar bakımından diğer tüm sorunları etkileyen ve onlardan etkilenen “işsizlik” olgusu ise, toplumun tüm katmanlarında olduğu gibi dezavantajlı grupların başında gelen gençler açısından da büyük bir sorunu teşkil etmektedir. Günümüzde gençler arasında yaygınlaşan işsizlik sorunu, sadece Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin değil, gelişmiş olarak kabul edilen AB üyesi pek çok ülkenin de en önemli sorunlarından biri haline gelmiştir. Ancak Türkiye, yakın bir zaman dilimi içerisinde, kendisini AB ‘ne tam üye olmuş bir ülke olarak görmek istiyorsa, Avrupalıların gözünde sahip olmuş olduğu tüm dezavantajları da göz önünde bulundurarak sosyal, siyasal ve ekonomik açıdan Birliğin en gelişmiş ülkelerinin seviyesine ulaşmak zorundadır. Her ne kadar gelişmiş pek çok ülkede de önemli bir sorun olarak görünüyor olsa da, Türkiye’ de genç işsizlik sorununun kendine has nedenleri bulunmaktadır. Bu nedenlerin doğru bir şekilde tespit edilmesi ve ortadan kaldırılabilmesi için somut, gerçekçi, uygulanabilir ve objektif önerilerin ortaya konması büyük önem taşımaktadır.

abye_uyum_surecinde_genc_issizligi
dunden_bugune_istanbulda_ulasim

Sanayi toplumunun gelişmesinde en etken faktörlerin başında ulaşım ve iletişim imkanlarının sürekli olarak gelişmesi ve değişmesi gelmektedir.
Ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel kalkınmada mal ve insan mobilitesi büyük önem arz etmektedir. Bu mobilitenin sağlanması ise ancak
ulaşımla gerçekleşebilmektedir.
Geçmişten günümüze kadar ulaşım alanında çok büyük değişikliklerin yaşandığı görülebilmektedir. İnsanoğlu ulaşım konusunda gerek hayvan ve insan gücünden gerekse tabiat güçlerinden teknolojiye kadar birçok imkandan yararlanmıştır.
Sanayi devriminden ve özellikle de bilgi teknolojilerindeki gelişmelerden sonra ulaştırma alanında çığır açıldığı, büyük imkanların ve kolaylıkların sağlandığı gözden kaçmamaktadır.
Ulaştırma ve ulaşım sistemlerinde meydana gelen değişme ve gelişmeler çok büyük imkanlar ve kolaylıklar sağlamasına karşın, bazı sorunların da ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu sorunların başında da; trafik tıkanıklığı, çevre kirliliği, trafik kazalan gibi olumsuzluklar gelmektedir.
Ulaşım ve ulaştırma bakımından İstanbul’un ayrı bir öneme sahip olduğunu, motorlu kara taşıtlarının önemli bir kısmının İstanbul’ da
bulunduğunu, ulaşımdan kaynaklanan trafik gibi sorunlardan en fazla etkilenen kentlerimizin başında da İstanbul’un geldiğini söyleyebilmek mümkündür.
İstanbul’un ulaşım ve ulaştırma yapısının ele alındığı bu çalışma beş ana bölümden oluşmaktadır. Bunlar; “Ulaştırma Kavramına Genel Bakış”, “Ülkemizde Ulaştırma Sistemlerinin Tarihsel Gelişimi ve Planlı Dönemde Ulaştırma İlke ve Politikaları”, “Ülkemizde Kent içi Ulaşım ve Sürdürülebilirliği”, “İstanbul Kent içi Ulaştırmasının Gelişimi ve Çözüm Bekleyen Sorunlar” ile “Dünden Bugüne istatistiklerle İstanbul’da Ulaşım” dır.