İş Dünyasının Gereklilikleri + Entelektüel Bilgi Birikimi = Yetkinlikler mi?:

AUZEF Çocuk Gelişimi Lisans Programı Üzerinden Bir Değerlendirme

Bu yazıyı yazmamdaki sebep, son günlerde özellikle AUZEF öğrencilerimiz ile farklı iletişim kanallarımızdan görüştüğüm program müfredatları konusuna açıklık getirmek. Bu bağlamda özellikle iş ve akademi dünyasının nelere önem verdiği hususu büyük önem kazanıyor. Tabi bu konular bizi net bir şekilde “yetkinlikler mevzusuna” götürüyor. Bir programın müfredatı yapılandırılırken esasen odaklanılması gereken husus şudur: Bu programdan tüm dersleri alıp da başarılı olan öğrenciler akademi ve/veya iş dünyasında ayakta durabilmek için hangi yetkinliklere sahip olmalıdır? Bu soruya doğru cevap verebilmek için yetkinliğin ne olduğunu tanımlamamız gerekir. Yetkinlik, bir kişinin üstün performans gösterebilmesi için sahip olması gereken “bilgi, beceri, davranış ve tutum” karmasıdır. Burada bahsettiğim bir hususa özellikle dikkat çekmek istiyorum: “Üstün Performans”. Yani sıradan performanslardan bahsetmiyorum. Bulunduğu ortamda kendisini diğer kişilerden ayırt ettirecek bir performans türünden söz ediyorum.

Gelin yukarıda kısaca değindiğim mevzuyu örneklendirelim: Sekiz (8) yarıyıldan oluşan “AUZEF Çocuk Gelişimi Açıköğretim Lisans Programı”nı düşünelim. Bu programın müfredatı yapılandırılırken diğer tüm programlarda olduğu gibi konu ile ilgili uzmanlar, programın koordinatörü ve yardımcıları, alanında saygın öğretim üyeleri ve AUZEF yönetim kadrosu haftalar süren değerlendirmeler yapar. Bu değerlendirmelerin amacı, “Bu programdan mezun olacak bir kişinin, “Çocuk Gelişimci” unvanıyla çalışma hayatına girmek ve/veya akademik bilgisini artırmak istediğinde üstün performans gösterebilmesi için hangi yetkinliklere sahip olması gerektiği” sorusuna yanıt verebilmektir. Tabii burada özellikle sorunun özellikle iş dünyası ile ilgili kısmına yanıt verilirken ilgili mezunların hangi istihdam olanaklarına sahip olabileceği konusu da paralel bir şekilde değerlendirilir. Çünkü amaç, mezunların istihdam edilebileceği alanlarda üstün performans sergileyebilmeleri için sahip olmaları gereken bilgi, beceri, davranış ve gözlemlenebilir tutumların tespitidir. Çocuk Gelişimi Programı için istihdam alanlarına ilişkin soruya yanıt vermek istediğimizde en genel anlamda özel kreş ve anaokullarında yönetici, öğretmen ve öğretmen yardımcısı, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde yönetici, öğretmen ve öğretmen yardımcısı, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı anaokulu ve ilköğretimlere bağlı ana sınıflarda usta öğretici, özel araştırma ve danışmanlık şirketlerinde ana-baba eğitimcisi, Ana Çocuk Sağlığı Merkezlerinde, Yataklı Tedavi Veren Kurumlarda ve Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumlarında bakıcı anne, çocuk yayınları ve oyuncakları sektöründe tasarımcı, çalışan ebeveynlerin çocuklarına çocuk bakım elemanı olarak cevap verebilmemiz mümkündür. Tabi ulusal ve uluslararası tanınırlığı olan birtakım sertifika ve belgeler ile istihdam olanakları kişiler açısından daha da güçlü hale getirilebilir ve getirilmelidir de.

Şu ana kadar neler yaptığımızı bir kez daha yazalım: Bir programımız var. 8 yarıyıllık Çocuk Gelişimi. Bu programın müfredatını yapılandırmak istiyoruz. Alanında uzman kadroyu bir araya getiriyoruz. Bu kadro, önce program mezunlarının istihdam alanlarını tespit ediyor. Bu istihdam alanlarında çalışacak olan kişinin üstün performans gösterebilmesi için sahip olması gereken yetkinlikleri tespit ediyor.

Uzman kadronun, Çocuk Gelişimi Programından mezun olacakların sahip olması gereken yetkinliklerini şu şekilde tespit ettiğini düşünelim:

  • Bağımsız çalışabilme ve sorumluluk alabilme
  • Öğrenme, öğretme ve bilgiyi yaygınlaştırma kapasitesine sahip olma
  • Etkili iletişim ve iş birliği kurabilme
  • Sağlık okuryazarlığı bilgisine sahip olma
  • Sosyal ve duygusal becerileri yönetme
  • Alana özgü kritik düşünme ve karmaşık problemleri çözme
  • Birlikte çalışabilme

Gelelim ikinci büyük argümanımıza: Entelektüel bilgi birikimi ve akademik gelişim. Özellikle lisans programlarında çok daha önem kazanan bir argüman. Yazının bu kısmına kadar özellikle iş dünyası ile program müfredatları arasındaki bağlantıyı anlatmaya çalıştım. Ancak lisans programları tasarlanırken bu bakış açısı yetmez. Hatta çok eksik kalır. Çünkü pek çok kişi okumak istediği programı sadece iş dünyası yetkinliklerini geliştirmek için tercih etmez. Kişisel bilgi birikimini artırmak, kendi alanı ile ilgili yeni gelişmeleri takip etmek, yorumlamak, sentezlemek ve anlamlı analizler yaparak akademik bir yaklaşım tarzına sahip olmak pek çok kişi için birincil tercih nedeni olabilir. Bu yaklaşım, entelektüel bilgi birikimi ile beraber sürekli gelişen ve değişen dünyayı daha kolay anlama ve adapte olmaya da katkı sağlayacaktır. Yeni dünya düzeni veya düzensizliği olgularından hangisini kabul edersek edelim, bu adaptasyon sürecinden beslenmek günümüz dünyasında kaçınılmaz bir gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır. Bu yeni düzene hızlı uyum sağlamak geleceğin şekillendirilmesinde de kritik bir öneme sahiptir. Dolayısıyla program müfredatları oluşturulurken yukarıda belirttiğim iş dünyası gerekliliklerinin yanında akademik gelişim yeterlilikleri de göz önünde bulundurulmaktadır.

Şu ana kadar ifade ettiğim bütüncül analizler gerçekleştirildikten sonra program yeterliliklerini oluşturmak daha kolay bir zemine oturacaktır. Bahsedilen perspektifte oluşturulan AUZEF Çocuk Gelişimi Lisans programının yeterliliklerine https://ebs.istanbul.edu.tr/home/programyeterlilikleri?id=10669&yil=2020 adresini tıklayarak ulaşabilirsiniz. Yeterliliklerin de tespit edilmiş olması, programda yer alması gereken derslerin yapılandırılmasına da büyük katkı sağlamaktadır. AUZEF Çocuk Gelişimi Lisans programının derslerine bu gözle https://ebs.istanbul.edu.tr/home/dersprogram/?id=10669&yil=2021 bakabilirsiniz. Yani müfredat; programın istihdam olanakları, akademik gereklilikler, mezun olanların bu alanlarda üstün performans gösterebilmeleri için sahip olması gereken yetkinlikler, bu yetkinliklere bağlı oluşturulan program yeterliliklerin tespitinden sonra belirlenmektedir. Bu anlatımı grafik haline getirirsek;

Bütün bu tasarımlar yapılırken özellikle iş dünyası ile ilgili olmak üzere bir konu asla unutulmamalıdır. Piyasa refleksi. Akademide yıllardır iş dünyası reflekslerini çalışan ve uygulamayı yakından takip eden ve gören biri olarak; iş dünyasının yani piyasanın iyi olanı seçtiği gerçeği unutulmamalıdır. Bu tüm istihdam alanları için geçerlidir. Nasıl ki programlar yetkinlikler çerçevesinde yapılandırılıyorsa işverenler de işe alım sürecinde yetkinliklere dayalı yöntemleri tercih ediyorlar. Dolayısıyla tüm program öğrencilerinin bakış açılarını bu yöne yönlendirmeleri gerektiğini düşünüyorum. İşletme, İktisat, Sosyoloji, Felsefe, Endüstri Mühendisliği, Çocuk Gelişimi fark etmez. Örgün öğretim, açık ve/veya uzaktan eğitim… Farketmez. Piyasa refleksi dediğimiz bir gerçek var. Piyasa, seçenekler içerisinden en doğru yetkinliği tercih etmeye çalışıyor. Unutmayalım ki dönem yetkinlik devri. Diploma, bunun sadece başlangıç seviyesi. Yani asgari düzeyde olması gerekeni. Üzerine emek harcayarak, yetkinliklerin ve akademik gelişmenin zorunluğu olduğu bir dünyada yaşıyoruz.

Emek verenlerin karşılığını alması dileğiyle…