“Akademisyen Olmak” Söyleşisi Çok Keyifli Bir Şekilde Tamamlandı

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Kampüs İST’18 Bilim Kültür Sanat Günleri bünyesinde Çalışma Ekonomisi Kulübünün etkinlikleri kapsamında mezuniyetlerine az bir zaman kala akademisyen olmak isteyen öğrencilerimizle bir araya geldik. Akademisyen olmanın somut ve soyut yasalarını paylaştık. Ama öncesinde önlerindeki farklı kariyer yolları hakkında özlü bilgilendirmelerde bulunduk. Türkiye’de akademisyenlikle ilgili sayısal veriler paylaştıktan sonra sıra geldi somut yasaları anlatmaya. ALES ve Yabancı Dil Sınavlarındaki başarının şart olduğu bu meslekte yüksek lisans programına kayıt ve kaydolunan programda başarılı seminer sunumlarının ve projelerinin gerçekleştirilerek koridor etkisi yaratılması gerektiğinden bahsettik. Ve tabi ki asla pes etmemek ve bu mesleği gönülden istemek.

Söyleşinin ilerleyen kısmında sıra geldi soyut yasalara. Sözü edilen soyut yasaların birincisi akademisyen olan bir kişinin sosyal yaşamından feragat etme zorunluluğu idi. Onu takiben bir meslek değil aşk icra ettiğinin farkında ve bilincinde olmak ve son olarak akademik ruhun genç kalma zorunluluğu olduğunu ifade ettik.

Peki bu zorlu yol ne getirecekti insana? Öyle ya her zahmetin en azından manevi bir karşılığı olmalıydı. Bunlar sırasıyla; sürekli gelişim, vizyon genişlemesi, ufak çaplı bir şöhret ve toplumsal saygınlıktı.

Akademik kariyer uğrunda emek harcayacak öğrenci kardeşlerime selam olsun…