Neden Kurşun Kalem?

ÇÜNKÜ;

Biraz akademik ama ezber bozan, biraz profesör ama çokça asistan, biraz genç ama oldukça yetişkin, biraz iş dünyası ama yöneticileri kızdıran, biraz bireysel ama ekip ruhunda, biraz stratejik ama rakipleri öldürmeyen, biraz insan kaynakları ama personeli unutmadan, biraz işgücü piyasası ama en işsizinden, biraz burjuvazi ama çokça proleter, biraz demografi ama yaş, cinsiyet, eğitim ve medeni durumu gözetmeden, biraz elektrik ama elektronik değil, biraz sanat ama popüler değil, biraz spor ama centilmen, biraz Fenerbahçe ama Galatasaray, Beşiktaş, Trabzon ve diğer Anadolu takımlarını unutmadan, biraz siyaset ama objektif, biraz post-modern ama gelenekçi yapıda, biraz kültür ama Anadolu’dan, biraz sosyal ama ütopik olmayan, biraz liberal ama pür cinsinden uzak, biraz otomobil ama sadece Ferrari olmayanından, biraz hücum ama savunmayı unutmadan, biraz ekşi ama gülmeyi unutmadan, biraz yürüyerek ama koşmayı bilerek, biraz görsel ama dokunsalı ve işitseli unutmadan, biraz kurumsal ama kurumsallaşmayanları içeren, biraz beyin fırtınası ama şimşek çaktıranından, oldukça kararlı ama bol seçenekli, biraz danışman ama haddini bilerek, biraz kararlı ama itikatlı, biraz Apple biraz da Amasya Elması, biraz stresli ama yönetmesini bilerek, bazen taraflı ama fanatik olmayanından, biraz CEO ama anlamının İcra Kurulu Başkanı olduğunu bilerek, biraz iş fikirci ama bakkal dükkanı olmayanından, biraz cesur ama cahil olmayanından, biraz belirsiz ama anlaşılanından, biraz başarılı ama zafer sarhoşu olmayanından, biraz balık ama suda yüzmeyeninden, biraz profesyonel ama amatör ruhlu, biraz krizli ama yönetmesini bilerek, biraz tok ama doymadan kalkanından, biraz zeki ama gerçekten zeki, biraz dijital ama duygusal, biraz usta ama çırakça, biraz ev sahibi ama kiracıya açık, biraz romantik ama akılcı, biraz yaşam sevdalısı ama öleceğini bilerek, biraz lider ama informel olanından, biraz x biraz y kuşağından, biraz saldırgan ama herkesi koruyarak, biraz yarıncı ama bugünden bakarak…

…bir miktar meydan okumak ama kimseyi kırmadan… Bütün bunları yapabilmek için.

Akademik dünyayı halktan uzaklaşma olarak görenlere inat, genç bir akademisyen olarak daha fazla yaklaşma isteği. Hayatımda en kolay yaptığım işi yani “her tür insanla iletişim kurabilmeyi” bu mecrada da kullanmam gerekiyordu. Umarım toplumsal fayda sağlayacak bilgiler ve hayat hikayeleri paylaşabilirim. En azından niyetim bu. Kesin yani.

Bu blogun yayın hayatına geçmesinde gerek teşvikleriyle gerekse de teknik bilgi ve birikimiyle her an yanımda olan ve en ufak ayrıntısına kadar ilgilenen İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi Web Tasarım Bürosu çalışanı Arif Kubaş’a sevgi ve teşekkürlerimi sunuyorum.