İKY İle İlgili Bir Röportajımdan…

İnsan Kaynakları Yönetimi İle İlgili Olarak Bir Röportajımdan…

İnsan Kaynakları Yönetiminin geçmişten günümüze geçirdiği evrim hakkında bilgi verir misiniz?

Dünyada, özellikle 1980’li yıllardan itibaren etkisini daha fazla hissettirmeye başlayan küreselleşme olgusunun acımasız rekabet ortamını doğurması, gelişen teknolojilerin varlığı, sürekli değişen iş ilişkileri ve işgücü nitelikleri işletmelerin personel departmanları etkilemiş ve yöneticileri; rekabet avantajı sağlamada çalışanlarını daha etkin kullanmaya, onların verimliliklerini olabildiğince artırmaya yönelik önlemler almaya zorlamıştır. Dolayısıyla, bu alanda bir değişim ve dönüşüm süreci kaçınılmaz bir hale gelmiştir. Her ne kadar başlangıçta bu değişim ve dönüşüm sürecini kavramsallaştırma konusunda bir takım görüş ayrılıkları yaşanmış olsa da, daha sonraları gerek uygulamanın gerekse de bu alanla ilgilenen uzman ve akademisyenlerin geniş kabulü ile önemli ve stratejik bir ilgili alanı olarak “İnsan Kaynakları Yönetimi” kavramı üzerinde hem fikir olunmuştur.

Gerçekten de bugünkü anlamıyla ifade ettiğimiz modern insan kaynakları yönetimi kavramı, yaklaşık yüz yıl öncesinin personel yönetimi kavramından oldukça farklıdır. Çalışanlarıyla ilişkilerine yön veren yönetim akımları, geçtiğimiz yüz yıl boyunca birçok farklı aşamadan geçmiş ve işletmeler içerisindeki en önemli kaynağın insan olduğu düşüncesini, bir klişe olmaktan çıkararak stratejik unsur olarak konumlandırmıştır. İşletmelerin son 20-30 yıllık periyod içerisinde insan kaynakları yönetimine stratejik anlamlar yüklemesinin en önemli nedenlerinin başında insanı tanımada ve onun işe yönel(til)mesindeki tutum ve davranışlardaki temel değişikliklerdir. Meydana gelen bu değişikliklere uyum sağlayabilmek, değişen isteklere hızlı cevap verebilmek, rekabet ortamında kaliteyi artırabilmek ve müşteri memnuniyetini sağlayabilmek için artık çalışanların ekip çalışmasına yatkın, esnek çalışma özelliklerine, öğrenme ve analitik düşünme becerisine sahip olmaları gerekmektedir. İşte bu noktada insan kaynakları yönetimi önemli rol oynamakta ve kişileri güdülüme, yönlendirme, bilgi ve beceri düzeylerini yükseltici eğimler verme, yetenekleri yönetme, işe uyum sağlama, işi zenginleştirme gibi insan faktörünü geliştiren ve ön planda tutan sistemleri ortaya çıkarmakta ve uygulamaya koymaktadır.

levent_hoca
Prof. Dr. Levent ŞAHİN

Türkiye’de kamu ve özel sektör firmalarının İnsan Kaynakları Yönetimi uygulamaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye’de kamu sektörünün kendi içerisindeki hantal ve bürokratik yapısı, insan kaynakları yönetimi gibi değişim ve dönüşüm mekanizması oldukça hızlı ve esnek olan bir paradigmanın içselleş(tiril)mesini tam anlamıyla mümkün kılamamaktadır. Dolayısıyla Türkiye’de kamu sektöründe insan kaynakları yönetimi uygulamalarından ziyade geçmiş dönemin personel yönetimi felsefesinin daha ağır bastığını söylemek doğru olacaktır.
Özel sektörün insan kaynakları yönetimi tecrübesi ise halihazırda kurumsallaşma sürecini tamamlamış olanlar ile henüz bu sürece girmemiş yahut sancılarını çeken firmalar açısından farklı farklı değerlendirilmelidir. Kurumsallaşma sürecini tamamlamış olan firmalarda insan kaynakları yönetiminin tüm fonksiyonlarının oldukça profesyonel ve rasyonel ilkelere dayandırılarak uygulandığını söylemek mümkündür. Özellikle stratejik yönetim bilinci ile yönetilen firmaların insan kaynakları departmanlarına ayrı bir önem verdiğini belirtmek gerekir. Kurumsallaşma sürecini tamamlamamış olan firmalarda ise özlük ve bordrolama işlerinin ağırlık kazandığı görülmektedir. Ancak, özellikle aile şirketlerinde –Türkiye’deki küçük ve büyük ölçekli firmaların çok önemli bir kısmı aile şirkedir- kurumsallaşmanın en önemli ayaklarından birinin insan kaynakları departmanlarının yapılandırılması olduğu artık anlaşılmıştır. Bu bakış açısı, önümüzdeki zaman dilimleri içerisinde Türkiye’de insan kaynakları yönetimi alanında önemli gelişmelerin yaşanmaya devam edeceğinin ön göstergesi kabul edilebilir.

Bu alanda kariyer yapmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?

Herşeyden önce insan kaynakları yönetimi alanı, sahip olduğu dinamik yapıdan ve henüz doyum aşamasına gelmediğinden ötürü önümüzdeki zaman dilimleri içerisinde pek çok lisans ve lisansüstü mezunun çalışmak isteyeceği/çalışacağı bir alan olmaya devam edecektir. Alanın işletmeler açısından taşıdığı stratejik önemin anlaşılmış olması; bir taraftan firmaların insan kaynakları departmanlarında çalıştıracakları kişileri seçerken çok titiz ve objektif olmaya; öte yandan da bu alanda çalışmak isteyenlerin kendilerini çok daha fazla geliştirmeye zorlamıştır. Türkiye’de insan kaynakları yönetimi alanında çalışanların genel profiline bakıldığında, ağırlıklı olarak Üniversitelerin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinin Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri ile İşletme Bölüm mezunları olduğu anlaşılmaktadır. Ancak özellikle Mühendislik Fakültelerinin ilgili bölümlerinden mezun olanların da çok yoğun bir şekilde iş başvurusu yaptığı da unutulmamalıdır. Bu alanda kariyer planı düşleyenlerin, sahip oldukları lisans tecrübelerinin üzerine mutlaka staj deneyimi yaşamaları, konu ile ilgili güncel gelişmeleri takip etmelerini sağlayacak bilimsel konferans, zirve, sempozyum gibi organizasyonlara katılmaları ve spesifik eğitim programlarından istifade etmeleri gerekmektedir. Ayrıca sadece lisans mezunu olmakla yetinmeyip, mutlaka ilgili Bölümlerin İnsan Kaynakları Yönetimi Anabilim Dallarında yüksek lisans programlarını tamamlamaları gerekmektedir.